-TTK’ya yapılan yeni düzenleme ile dava şartı olarak Arabuluculuk hukuk dünyasına kazandırılmıştır.
Ocak 2019’dan itibaren, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin açılacak ticari davalar için dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı (zorunlu) olarak düzenlenmiştir.
-Bunun anlamı, artık belirtilen kapsama giren ticari davalar arabuluculuğa başvurulmadan önce açılırsa dava şartı noksanlığı sebebiyle başka herhangi bir husus incelenmeden davanın usulden reddedileceği gerçeğidir.
-Bu hüküm (TTK m. 5/A) ne tür ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğun zorunlu olduğunu konusunda somut bir sayma yoluyla belirtmemiştir. Nitekim TTK’nın 4’üncü maddesine ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalara atıf yapmakla yetinilmiştir.
Bu sebeple, ticari uyuşmazlığın konusu şu hallere ilişkinse arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilecektir:
Ø Bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin uyuşmazlıklar,
Ø 6102 sayılı TTK’nın 4’üncü maddesinde sayılan ticari davaların konusuna giren uyuşmazlıklar,
Ø Konusu 6102 sayılı TTK dışındaki kanunlarda belirtilen ticari davaların konusuna giren uyuşmazlıklar,
Bu uyuşmazlıklarda davadan önce arabuluculuk kurumuna başvurmak zorunludur.
-Konusu TTK m. 5/A kapsamı dışında olan uyuşmazlıklarda taraflar elbette kendi iradeleriyle (ihtiyari arabuluculuk) kurumuna başvurabileceklerdir. |
Dava şartı arabuluculuk müessesesi ,28/07/2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen 73/A maddesi ile tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu hale getirilmiştir.
Bu düzenleme ile tüketici mahkemelerinde ya da tüketici mahkemesi oluşturulmayan yerlerde tüketici mahkemesi sıfatıyla hareket eden asliye hukuk mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanunundaki ilgili hükümlerin tüketicinin korunması esasından hareketle tüketiciler aleyhine uygulanamayacağı da özellikle belirtilmiştir (Sarıhan, s. 423).
Tüketici Mahkemelerinde uyuşmazlığın kapsamı, uyuşmazlığın niteliğine göre değil, uyuşmazlığın görüleceği mahkemeye göre belirlenmiştir. Bu da bu kanunda düzenlenen bu kurumu, ticari ve iş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuktan ayırmaktadır.
Genel kural arabuluculuğun dava şartı olmasıdır fakat Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu m. 73/A hükmü bu kurala istisnalar getirmiştir.
Kapsam dışında kalacak uyuşmazlık konuları şunlardır:
· Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan
uyuşmazlıklar
· Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
· 73’üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar
· 74’üncü maddede belirtilen davalar
· Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar.
M. 73’te belirtilen davalar:
Genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hallerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması hukuki çaresi, hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya
durdurulması davası.
M. 74’te belirtilen davalar:
§ Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti davası,
§ Üretimin veya satışın durdurulması davası,
§ Ayıbın ortadan kaldırılması davası,
§ Satış amacıyla elinde ürünü bulunduranlardan toplatılması davası.
Bu istisnalarda taraflar ihtiyari arabuluculuğa gidebileceklerdir. |
25.10.2017 tarih ve 30221 sayılı Resmî Gazete i le 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklikler yayımlanmış ve arabuluculuğa ilişkin düzenleme 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu düzenleme ile :
Ø Alacak, tazminat talepleri ile çalışanların işe iade taleplerine ilişkin olarak açılacak davalarda arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir.
Ø Zorunlu arabuluculuk, iş sözleşmesinden kaynaklanan ilişkilerden örneğin, işe iadeden kaynaklanan tazminat ve alacaklar ile yeni den aynı işe istihdam talepleri için geçerlidir.
Ø İş Kanunu dışında, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hizmet sözleşmeleriyle birlikte, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda düzenlenen toplu iş sözleşmeleri, Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanunu kapsamında düzenlenen iş sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk kapsamında değerlendirilmektedir.
Ancak sigortalılığın tespiti, iş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili davalar zorunlu arabuluculuğa tabi olmamakla birlikte başvuru
yapılmaksızın doğrudan dava açılabilmektedir. İşçi ve işveren, aralarındaki hukuki sorunu gidermek için öncelikle zorunlu arabulucuya başvurmak
zorundadır.
Zorunlu arabuluculuk başvurusu adli yelerde bulunan arabuluculuk bürolarına yapılmaktadır.
İşçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığı görecek olan davanın yetkisi nerede ise o yer Bürosu o uyuşmazlık kapsamında yetkilidir.
İş hukukunda işe iade ve çalışan ya da işverenin iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepleri sebebi ile başvurulan zorunlu arabuluculukta, arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta içinde sonuçlandırmak zorundadır. Bu süre zorunlu hâllerde, arabulucu tarafından en fazla 1 hafta uzatılabilir.
Dolayısıyla, iş davalarında zorunlu arabuluculuk süreci en fazla 4 hafta içinde sonlandırılmalıdır.
İş hukukunda işçi ve işveren, aralarındaki hukuki sorunu gidermek için alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak,
hızlı ve işlevsel bir yargılama olan arabuluculuğa ihtiyari olarak başvurabilirler.
Örnek vermek gerekirse, işveren ile işçi anlaşmalı olarak iş akdini sonlandırmak
istediğinde arabuluculuğa
başvurabileceklerdir.
Aynı zamanda, arabuluculuk faaliyeti ile iş akdini sonlandırmak için işçilik alacaklarının miktarını, ödeneceği zamanı gibi hususları ve arabuluculuk ücretinin ne şekilde ödeneceğini arabuluculuk tutanağı ile hüküm altına
alabileceklerdir.
İhtiyari arabuluculukta, yetki aranmaksızın, işçi ile işveren kendi seçtikleri bir arabulucuyu tayin edebilirler.
İhtiyari arabuluculukta, işçi ve işverenin tayin ettiği Arabulucunun başvuruyu sonlandırmak için tabi olduğu kesin bir süresi yoktur, makul sürede sonlandırması gerekmektedir. |