Velayet Davası Nedir ve Velayet Davası Nasıl Açılır?

Velayet davası nasıl açılır sorusuna cevap verebilmek için velayet kavramını incelemek gerekir. Velayet, ana ve babaya aittir. Velayet kapsamında ana ve baba çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar. Bu husus elbette ana ve babanın birbiri ile evli olması halinde söz konusu olup ana ve baba evli değil ise mahkeme velayetin hangi ebeveyne ait olacağına karar vermelidir. Genellikle bu duruma boşanma davasında rastlanılmakla birlikte, velayet davası ile boşanma davası dışında da mahkemenin bu yönde karar verme ihtimali bulunmaktadır.

Boşanma davasında mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek velayeti ana yahut babaya verir. Bunun sebebi ise ortak velayet halinde çocuk hakkında yapılabilecek işlemlerin eşler ayrıyken zorlaşmasıdır. Buna istinaden hukuk sistemimiz böyle bir düzenleme oluşturma yoluna gitmiştir. Velayet ebeveynlerden birinde iken de diğer ebeveynin elbette birtakım hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Bunlar örneğin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı veya iştirak nafakası ödeme borcudur. Bunun yanı sıra çocuğun velayeti kendisinde olmayan ebeveyn diğer ebeveyne karşı velayet davası açma hakkına sahiptir. Bu dava aile mahkemesinde açılmakta olup velayetin değiştirilmesini kapsamaktadır.

Velayetin Değiştirilmesi Nedir?

Boşanma davasında veya başka bir velayet davası ile çocuğun velayeti kendisine verilmeyen ebeveyn tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasında önemli olan bir önceki velayet kararından sonra, mahkemenin velayet kararına etki edebilecek bazı hususların değişmiş olmasıdır.

Velayet kararlarında mahkemeler “çocuğun üstün yararı” kuralına riayet etmek durumundadır. Zira velayet hususu Türk Medeni Kanunu madde 335 ila 351. Maddeler kapsamında kamu düzenine ilişkindir ve mahkeme doğru kararı verebilmek için re’sen (kendiliğinden) araştırma yapmak zorundadır. Birleşmiş Miller Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi de bu hususları şu şekilde düzenlemiştir; “Velayetin değiştirilmesi davası kamu düzenine ilişkin olduğundan; re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle davalı delil bildirmese dahi hakim, gerekli gördüğü delilleri kendiliğinden toplar. Hüküm verilinceye kadar gerçekleşen olaylar da hakim tarafından değerlendirilir. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun üstün yararıdır.” (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m.339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)‘dır.

Bu araştırma elbette çocuğun üstün yararı kapsamında çocuğun velayetinin hangi ebeveyne verilmesi halinde çocuk için daha faydalı olacak, buna bakılmalıdır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/6033 E. , 2019/11627 K. sayılı kararına göre de “Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir.” Genel tanımlamak gerekirse çocuğun yararı; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Bu hususları etkileyen herhangi bir olguda oluşan değişiklik, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin diğer ebeveyne karşı velayet davası açmasına sebep olabilecektir.

Mahkeme, çocuğun üstün yararı için çocuğun yaşı, eğitimi, ihtiyaçları, sosyal aktiviteleri, sağlık durumu; tarafların sosyo-ekonomik durumları vb. hususlarında incelemeler yaparak velayet davasında nihai kararı verir. Çocuk, davanın konusunu idrak edebilecek yaşa gelmiş ise çocuğun da fikrini alınır, talepleri dinlenir. Bu husus Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde de düzenlenmiş olup “İç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi” gerektiğini öngörmektedir. İdrak yaşı Türk Hukukuna göre 8 olarak kabul edilmekte olup bu yaşın üzerindeki çocukları mahkeme velayet hususunda dinlemek durumundadır.

Velayet Davasında Velayet Kararı İle Birlikte Ek Olarak Hangi Hususlarda Karar Verilir?

Her ne kadar çocuğun velayeti ebeveynlerden birine de verilse diğerinin çocuk üzerinde halen hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Haklarının başında ise çocukla kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır. Buna göre mahkeme, çocuğun belirli zamanlarda diğer ebeveynle buluşmasına, onunla vakit geçirmesine karar verir. Çocuğun velayeti kendisinde olan ebeveyn de bu karara uymak zorundadır; zira uymaması halinde “icra” yoluyla çocukla kişisel ilişki kurma hakkı kullanılır ve bu durum çocuklar için oldukça tatsızdır.

Çocuğun velayeti kendisinde olmayan ebeveynin yükümlülüğü ise diğer ebeveyne iştirak nafakası ödemesidir. İştirak nafakası çocuğun bakım, eğitim, sağlık vs. ihtiyaçları için ödenen nafaka türüdür. İştirak nafakasının miktarına velayet davasında yargılamayı yürüten mahkeme karar verir. Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ebeveynlerin gelir durumu da gözetilir. Açılan velayet davası ile iştirak nafakasını ödemesi kararlaştırılan ebeveynin gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilir. İzmir avukat olarak, bu tür durumlarda taraflar arasında adil bir denge sağlamak ve hukuki süreci yönetmek için deneyimli bir avukatın rehberliği önemlidir.

Av. Özge Fakçı

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN