Tüketicinin Cayma Hakkı ve Cayma Hakkı Kullanım Şekilleri

Tüketicinin Cayma Hakkı Nedir?

Tüketicinin cayma hakkı tüketim toplumunun teknolojinin getirdiği seçenekler ve pazarlama taktikleri arasında seçme hakkını rasyonel bir şekilde kullanamayan tüketiciler için öngörülmüş bir olanaktır. Günümüzde birçok insan gerek internette gerekse satıcının iş yerinde aldığı ürün veya hizmeti aldıktan hemen sonra çeşitli sebeplerle aldığı ürün veya hizmeti iade etmek durumunda kalmakta ve bununla ilgili birçok sorun yaşanmaktadır: Tüketici cayma hakkı bulunduğundan haberdar olmadığı için “Alışverişten vazgeçebilir miyim? Aldığım ürünü/hizmeti iade edebilir mim? Bunun için ne kadar sürem var? Satın aldığım mağaza ürünün geri adresini kabul etmediği söylüyor? “ gibi bir çok soru ile karşı karşıya kalmaktadır. 

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun tüketicinin ekonomik çıkarlarını gözetmeyi ve tüketici ile diğer taraflar arasındaki dengeyi sağlamayı amaçlamaktadır. Bu sebeple genel olarak tüketicinin cayma hakkı ayıplı mal ve kusura dayandırılmıştır. Gündelik yaşantıda aldıkları ürün ya da hizmetle ilgili “bu kazağın rengini sevmedim, eşim koltuk takımını beğenmedi, kredinin faizinin fazla olduğunu fark ettim, odanın rengi ile bu mobilyanın rengi birbirine uyum sağlamadı” gibi şikayetler karşısında satıcı olumsuz tavır takınsa da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikte tüketicinin cayma hakkına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Buna göre tüketicinin bazı hallerde 7 ve 14 günlük süreler içerisinde cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin yapılması halinde hiçbir gerekçe öne sürmeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkını kullanabilmektedir.

Tüketici Hangi Hallerde Cayma Hakkını Kullanabilir?

Satıcı veya sağlayıcının malın teslimi veya hizmetin ifasını üstlendiği, tüketicinin de bedeli kısım kısım ödediği taksitli satım sözleşmelerinde tüketici 7 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.

Tüketici Kredi Sözleşmelerinde, Ön ödemeli konut satış sözleşmelerinde, İş yeri dışında kurulan sözleşmelerde, mesafeli satış sözleşmelerinde, Finansal Hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmelerde, devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmelerinde ise tüketici 14 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.

Buradaki amaç bilgi kirliliği içerisinde doğru ürün ve hizmeti seçmeye çalışan tüketicinin korunmasıdır. Örneğin internet üzerinden alışveriş yaparak mesafeli satış sözleşmesini kabul ederek mal veya ürün alan tüketici pazarlama taktikleri sayesinde ürünün diğer benzerleri ile kıyas yapamamış, ürünü fiziken inceleme şansı bulamamış olduğundan kanun hükmü gereğince tüketicilerin yapılan alışverişten zarar görmemesi ve çıkarlarının korunması adına on dört günlük bir cayma süresi tanımıştır.

Tüketiciler, uzaktan yapılan alışverişlerde (İnternet, telefon yoluyla gibi) 14 gün, kapıdan satışlarda yine 14 gün ve taksitli alışverişlerde ise 7 gün içerisinde, hiçbir gerekçe ileri sürmeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkına sahiptir.

Çok fazla kafa karıştıran ve emsal kararlara konu olan bir diğer husus da kullanılmış ürün için tüketicinin cayma hakkının kullanılıp kullanılamayacağıdır. Kanun hükmü gereğince belirlenmiş süreler içerisinde cayma hakkının kullanılabilmesi için sözleşmeye konu ürün olağan bir gözden geçirmenin gerektiği ölçüde kullanılmış olmalıdır. Aksi takdirde tüketicinin cayma hakkının kullanılması söz konusu değildir.

Tüketicinin Cayma Hakkı Nasıl Kullanılmalıdır?

Aldığı hizmet ve ürün ile ilgili yukarıda detaylı olarak açıklanan ve kanunda düzenlenen hallerde cayma hakkını kullanmak isteyen tüketicinin cayma hakkını kullandığına dair bildirimi yedi/on dört gün içerisinde satıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Tüketicinin cayma hakkına ilişkin bilgilendirildiğinin ispatı satıcıya aittir. Buradaki önemli husus cayma bildiriminin karşı tarafa yöneltilmiş olmasıdır. Ancak her konuda olduğu gibi cayma hakkının kullanılması da sözleşme türleri ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Güncel Yargıtay kararları ışığında hukuki destek alarak kullanılmalıdır. Aksi takdirde sonrasında yaşanacak hak kayıplarının önlenemeyeceği açıktır.

Emsal Yargıtay Kararı

Yargıtay 13. Hukuk dairesinin 2019 tarihli bir kararında; .“…Davacı, davalı şirket ile arasında internetten canlı ders izlemek amacıyla 14.11.2015 tarihinde kapıdan satış sözleşmesi imzalandığını, telefonla arayarak sözleşmeyi iptal ettiğini, ancak davalı yanca sözleşme bedelinin talep edildiğini ileri sürerek sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir..…..6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 47. maddesinde; Tüketicinin, iş yeri dışında kurulan sözleşme yada buna karşılık gelen herhangi bir öneri ile bağlanmadan önce ayrıntıları yönetmelikte belirlenen hususlarda açık ve anlaşılır şekilde bilgilendirilmesi zorunludur. Tüketicinin bilgilendirildiğine ilişkin ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir. Satıcı veya sağlayıcının bu maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi veya tüketiciyi cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirmemesi durumunda tüketici cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her halükarda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Sözleşmenin zorunlu içeriği, kapsam dışı sözleşmeler, doğrudan satışlar, tüketici ile satıcı ve sağlayıcının hak ve yükümlülükleri, cayma hakkı, bilgilendirme yükümlülüğü, teslimat, satış yapacaklarda aranacak nitelikler ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler Yönetmeliğinin ” ön Bilgilendirme” başlıklı 5. maddesinde; Cayma hakkının olduğu durumlarda, cayma hakkının kullanılma şartları, hususlarında satıcı veya sağlayıcı tarafından en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bilgilendirilmek zorundadır. Ön bilgilendirme yapıldığına ilişkin ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir. Cayma hakkının kullanımı” başlıklı 10. Maddesinin (3) fıkrasında “Satıcı veya sağlayıcı bu Yönetmeliğin ekinde yer alan formu sözleşmenin kurulduğu anda tüketiciye vermek zorundadır.” düzenlemesi yer almaktadır. Satıcı veya sağlayıcı bu belgeyi tüketiciye verdiğini ispat etmekle yükümlüdür. Aynı yönetmeliğin “Eksik bilgilendirme” başlıklı 9. Maddesinde; Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Satıcı veya sağlayıcının bu Yönetmelikte belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi veya tüketiciyi cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirmemesi durumunda tüketici cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Bu süre her halükârda cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer.Davaya konusu sözleşmenin ve eklerinin incelenmesinde davalının, tüketici davacıya cayma hakkı konusunda ön bilgilendirme yaptığına ve teslimine ilişkin bir belge sunmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde davalının İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler Yönetmeliğine uygun olarak davacı tüketiciyi bilgilendirip bilgilendirmediği, 14.11.2015 tarihli sözleşme dışında ön bilgilendirme formu düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”

Sizde alanında profesyonel avukatlar ile çalışarak tüketici olarak etkilendiğiniz sorunu çözmek için https://www.kapitalhukuk.com/ adresini ziyaret ederek İzmir avukat desteği alabilirsiniz.

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN