TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASI

TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASI NEDİR?

TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASI
TRAFİK KAZASI TAZMİNATI

Günümüzde trafik kazaları, taşıt ve araç kullanan insan sayısına paralel olarak arttığından trafik kazalarının konu olabileceği yargı yollarını inceleme gereği hissedilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesine göre trafik kazasının tanımı  Trafik kazası : Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm,yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaydır.şeklindedir.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere, olayın trafik kazası olarak adlandırılabilmesi için bir karayolu üzerinde meydan gelmiş olmalı, en az bir aracın kazaya karışması ve sonucunda bir zararın ortaya çıkması gerekmektedir. Ayrıca her hukuki durumda gözeltildiği gibi zarar ile olay arasında bir nedensellik bağı kurulabilmelidir. Sayılan bu koşullar oluştuğu takdirde trafik kazası ceza hukukuna ve/veya borçlar hukukundan doğan tazminat davalarına konu olabilecektir.

TRAFİK KAZASI TAZMİNATLARI

Söz konusu trafik kazası meydana geldiğinde tazminat isteminde, kazadan doğan zararın niteliğinin ve kazadan dolayı sorumluluğu bulunan kişi/kişilerin tespiti önem kazanır. Kazadan dolayı sorumluluğu bulunan gerçek ve/veya tüzel kişiliklerden uğranılan zarar ile paralel bir trafik kazası tazminatı talep edilebilir.

İncelemekte olduğumuz trafik kazası tazminat istemlerinde uğranılan zarar yönünden ve talep edilen tazminat niteliğinde ayrımlara gidilmektedir. Borçlar Kanunu’na göre hak kaybına uğrayan tarafın talep edebileceği tazminat niteliği maddi ve manevi tazminat şeklinde ayrılmakta olup maddi zararı gerçekleştiren kişiye açılacağı gibi birlikte tazminat sorumluluğu bulunan kişi/kişilere karşı da açılabilir.
Trafik kazası tazminat davası, trafik kazası mağdurlarının haklarını koruma ve zararlarının telafi edilmesini sağlama amacı taşıyan önemli bir hukuki süreçtir ve adil bir sonuç için hukuki süreçlerin takip edilmesini gerektirir.

MADDİ TAZMİNAT

Maddi tazminat isteminde bulunurken maddi olarak kaybına uğranılan haklar göz önünde bulundurulur. Trafik kazasında ise maddi tazminata konu olabilecek kayıp ve zararlar;  kazada hasar gören motorlu aracın değer kaybı ya da  bedensel zararın veya zararın oluşmasından doğan sakatlık tazminatı veya ölüm halinde vefat eden kişinin desteğinden yoksun tazminatı olarak talep edilen tazminat konusuna göre değişmektedir.

Maddi nitelikli trafik kazası tazminat davasında görevli mahkeme davalı tarafın bir tüzel kişilik (sigorta şirketi) olmasından mütevellit Asliye Ticaret Mahkemeleri olup genel olarak tazminat taleplerinde yetkili bulunan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde de açılabilir. Yetki konusunda ise HMK’nın 16. Maddesinde haksız fiilden doğan yetki başlığı altında “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” İncelenmiş olup ayrıca HMK’nın 15. Maddesi gereği “(1) Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.

(2) Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.

(3) Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz.” Spesifik olarak sigortaya başvurulan davalara özgü yetki incelemesi yapılmıştır. Bu maddelere dayanarak birden fazla yetkili yerin bulunduğunu söylemek mümkündür.

Ayrıca görev ve yetkiye dair özel hüküm olan KTK’nın 110.maddesi de “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” Göz  önünde bulundurulur.

Zamanaşımı yönünden incelendiğinde Borçlar Kanununda haksız fiiller için belirlenmiş olan zamanaşımı söz konusu tazminat talebi dosyaları için de geçerlidir. Ancak KTK, trafik kazası nedeniyle tazminat davası açma süresini ayrıca düzenlemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. Maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.

Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.

Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.

Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” Söz konusu trafik kazası tazminat taleplerini ceza dava dosyasındaki zamanaşımı süresi etkilemektedir.

Maddi nitelikli trafik kazası tazminat talebi, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen sorumluluk gereği Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortasında incelenen Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) hükümleri uyarınca, kaza anında asli kusurlu bulunan aracın veya birden fazla aracın kusurlu bulunması dahilinde araçların ZMMS sigortasının bulunduğu sigorta şirketine başvurularak istenebilir.

Eğer kaza anında kusurlu aracın ZMMS’sı bulunmuyorsa, trafik kazası tazminatı talebi için şartlar oluştuğu takdirde Türkiye Güvence Hesabına başvurulabilir, kusurlu araç yabancı plakalı ve sigortalı ise Güvence Hesabınca kurulan Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu’na trafik kazası tazminatı için başvurulabilir.

Söz konusu davalı tarafı tespit ederken göz önünde bulundurulacak bir husus ise Sigorta Şirketinin sorumluluğunun trafik kazası tazminatının ne kadarını kapsayacağıdır. Sigorta şirketleri ZMMS uyarınca sigortalanırken bir poliçe dosyası oluşturulur ve bu her poliçenin zararlardan dolayı karşılayacağı bir teminat limiti bulunmaktadır. Teminat limiti sigorta şirketine göre değişiklik göstermekte olup her yıl bu limit miktarı güncellenmektedir. Talep edilen trafik kazası tazminat tutarından sigorta şirketi ZMMS poliçe limiti kadar sorumluluğu bulunmaktadır. Sigorta limitinin üzerinde kalan tazminat tutarı için kazada asli kusuru bulunan kişiye gidilir.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “ Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” sigorta şirketine başvurulduğu tarihten itibaren 15 günlük bir yasal süre bulunmaktadır. Bu süre zarfında sigorta şirketinin olumsuz dönüşü ya da herhangi bir şekilde başvuruya cevap vermemesi üzerine incelemekte olduğumuz tazminat talebi dosyalarında dava şartlarından biri olan zorunlu ticari uyuşmazlıktan kaynaklanan arabuluculuğa başvurulması gerekmektedir.

Zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde taraflar bir anlaşma sağlayabilir ya da anlaşmama tutanağı tutulup işbu arabuluculuk dosyası ile birlikte tahkim yoluna veya dava yoluna başvurulabilir.

Araç değer kaybı talepli trafik kazası tazminat istemi, trafik kazası sebebiyle aracında ekonomik değer düşüşü yaşayan veya perte çıkan aracının bedeli talep eden araç sahibinin/işleteninin, kaza anında kusurunun diğer araç veya araçlara kıyasla daha kusurlu veya kazada asli kusurlu bulunan aracın ZMMS’nın bulunduğu sigorta şirketine söz konusu kaza ile ilgili gerekli evraklarla  birlikte başvurulmasıyla gerçekleştirilebilir. Sigorta zarara ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığı takdirde mahkeme dava yoluna veya sigorta tahkim komisyonuna başvurulabilir.

Bedensel zararlara ilişkin maddi tazminat istemi Borçlar Kanunu’nun 54. maddesininde yer almaktadır. Buna göre “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:

1. Tedavi giderleri.

2. Kazanç kaybı.

3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar. bedensel zarardan doğan maddi nitelikli trafik kazası tazminatı isteminde bulunurken trafik kazasından doğmuş bedensel sakatlık ve kayıpta dolayı istemde bulunabilir, kalıcı bir sakatlık oluşmamış fakat bu süreçte geçiçi olarak iş göremezlikten doğan kazanç kaybının ödenmesi talebinde bulunabilir,  kazadan dolayı zarar gören için yapılan tedavi masrafları ve  bakım ihtiyacı doğmuş ise bakıcı giderleri belgelendirildiği takdirde bu masrafların  ödenmesi talebinde bulunabilir.  

 Kişinin trafik kazasında hayatını kaybetmesi durumunda tazminat talebinde bulunacak kişi önem arz etmektedir. Borçlar Kanunu’nun 55. Maddesine “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” göre trafik kazasında hayatını kaybeden kişinin maddi/manevi desteğinden mahrum kalan kişiler -ki bu kişiler veraset ilamına göre mirasçısı da olabilir fakat mirasçısı olmadığı halde ölenin maddi manevi desteğini alan kanunda belirlenen kişi/kişiler mirasçısı olmadığı halde bu tazminatı talep edebilir- talepte bulunabilir. Destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunan kişi/kişiler vefat edenin kişinin kusursuzluğu oranında tazminat almaya hak kazanacaktır. Bir başka deyişle sigorta şirketi aracının kusur oranı kadarıyla sorumluluğu bulunacaktır.

Trafik kazalarından doğan maddi tazminat tutarı aktüerya hesaplamalarına göre belirlenmektedir. Aktüer hesaplaması eğitimi almış bilirkişilerce hazırlanan aktüer raporlarında kaza tarihi, kazadaki kusur tayini, yaşam tabloları, kazaya karışan kişilerin doğum tarihleri,  kişilerin gelir ve kazançları, maluliyet oranları önem taşımaktadır ve göz önünde bulundurulmaktadır.

MANEVİ TAZMİNAT

Manevi tazminat Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesinde incelenmektedir. Buna göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.

Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”

Manevi tazminat davasında talep edilecek tutarın belirlenebilmesi önem taşımaktadır . Tutarı belirlerken kişinin yaşamını veya bedensel bütünlüğünü –fiziksel veya ruhsal olarak yorumlanabilir- ya da sonucunda kişinin/kişilerin elem, acı, keder, kayıp yaşamalarına neden olan durumların bu tutar ile bir nebze adalete olan güven duygularını pekiştirme çabası bulunmaktadır. Fakat istenecek tutar zenginleşme aracı olarak kullanılmamalıdır ya da tazminat sorumlusunda aşırı fakirleşmeye yol açmamalıdır. Manevi nitelikli trafik kazası tazminatı kazada kusurlu bulunan sürücü veya işletenden istenebilir. Sigorta şirketi ZMMS ile poliçesinde manevi tazminata ilişkin sorumluluğu üstlenmiş ise manevi nitelikli trafik kazası tazminatı için sigorta şirketine başvurulabilir.

KAN PARASI TAZMİNATI

Türk Hukuk Sisteminde “kan parası” adında tazminat bulunmamaktadır. Halk arasında kullanılan bir tabir olup kazadan dolayı hayatını kaybeden kişinin ailesinin, kazada kusurlu bulunan tarafça bir tazminat ödenmesi adına kullanılır. Yukarıda da açıkladığımız üzere, ölen kişinin maddi- manevi desteğine muhtaç olan yakınların, destekten yoksun kalma olarak isteyebileceği maddi ve manevi tazminatlara karşılık gelebilmektedir.

Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Av.Bahadır Gökhan Kaya

Av.Dicle Göktaş

Sosyal Medyada Bizi Takip edin
https://www.facebook.com/kapitalhukuk
https://twitter.com/kapital_hukuk
https://www.instagram.com/kapitalhukuk/
https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukuk

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN