İflasın Hukuki Sonuçları

İflasın açıldığı andan itibaren borçlu olan kişiye müflis adı verilir. İflasın hukuki sonuçları; özel hukuk açısından ve kamu hukuku açısından iki ayrılarak farklı sonuçları bulunur.

İflas, borçlu olan bir tacirin haczedilen tüm mallarının paraya çevrilmesi yoluyla bilinen tüm alacaklılarına karşı borçlarının ödenmesini sağlayan toplu tasviye yöntemdir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18. Maddesine göre tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir. İflasın amacı, borçlunun bilinen tüm alacaklılarını iflas tasviyesine dahil ederek borçların ödenmesinde alacaklılar arasında eşitliği sağlamaktır. Yani alacaklının müflis hakkında icra takibi başlatma hakkı bulunmaktadır.

İflasa tabi tutulan borçlu hakkında takibe başvurmak isteyen alacaklının, genel haciz yolu ile takip ya da iflas yolu ile takip istemek hususunda seçim hakkı bulunur. Örneğin alacaklı icra avukatı danışma aracılığı ile icra hukuku kapmasında haciz yoluna başvurduğunda bir kereye mahsus olmakla birlikte başvurduğu yolu bırakıp farklı bir yol deneyebilmektedir.

İflasın Özel Hukuk Açısından Sonuçları

Olası bir durum karşısında iflasın özel hukuki sonuçları açısından iflas eden ve borçlu olan kişi, medeni haklardan yararlanma ve fiil ehliyetini kaybetmez. Fakat iflasın açılması durumu müflisin yani borçlu olan kişinin ehliyetini sınırlandırır. Borçlu kişinin haczedilebilen tüm mal varlığı ve alacakları iflas masasına girer. Müflisin iflas masasına girmiş olan mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlandırılarak iflas masasındaki malların tasarruf yetkisi iflas dairesine ait olur. İflasın açılmasıyla birlikte kural olarak daha önceden müflise karşı başlamış olan takipler durdurulur fakat borçlu olan kişinin alacaklı olduğu takipler durdurulmaz. İflas daire bu süreci takibe devam eder.

İflasın Kamu Hukuku Açısından Sonuçları

İflasın kamu hukuku sonuçları iflasta kusurlu olup olmamasına göre değişir. Adi iflas, müflisin kusurunun bulunmadığı iflas türüdür. Adi iflas suç değildir ve bu iflasta müflise ceza verilmez. Bu iflas türünde müflis; izmir avukat, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetleyicisi ve genel müdür yardımcısı olamamaktadır. Eğer dava sonucunda kişinin itibarı geri iade edilirse bu statülere sahip işleri yapabilmektedir.

Taksirli yani taksiratlı iflas ise, müflisin tacir gibi davranması nedeni ile sebep olduğu iflas türüdür. Taksirli iflas Türk Ceza Kanunu’na göre suç olup bu iflas türünde müflis ceza alır.

Taksiratlı iflas nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Müflisin zarar için makul sebep gösterememesi
  • Ev masraflarının gerekenden fazla olması,
  • Kumar ya da şans oyunlarında ya da borsa da önemli miktarda para harcaması
  • Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen defterleri hiç veya gerektiği gibi tutmaması,
  • Mevcut malvarlığı ve alacağından fazla miktar için senet imzalaması,
  • İflas takibi sırasında mahkeme, iflas idare veya iflas dairesi tarafından çağrılmasına rağmen makul bir sebebi olmaksızın gitmemesi,

Taksiratlı müflis; avukat, noter, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetleyicisi ve genel müdür yardımcısı olamamaktadır. İtibarının geri verilme durumunda bile noter ve avukat olamamaktadır.

Hileli iflas ise, borçlu olan kişinin alacaklılarını zarara uğratmak amacı ile malvarlığını hileli olarak azaltması ve hakkında verilen iflasına karar verilen müflislere denir. Hileli iflas hem İcra ve İflas Kanunu’na hem de Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil etmektedir.

Alacaklı tarafından icra iflas hukuku çerçevesinde borçlu için istenen iflas talebi üzerine icra dairesi tarafından borçluya bir iflas ödeme emri gönderilir. Borçluya gönderilen bu ödeme emri ile borçluya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz hakkı tanınır. Borçlu itiraz etmediği taktirde icra takibi başlatma gerçekleştirilerek alacaklının borçlu hakkında iflas kararı verilmesi için iflas davası açacağı ihtar edilir. Borçlu olan kişi ona tanınan ödeme emrine itiraz etmediği taktirde alacaklının bir yıl içerisinde yetkili ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verme hakkı bulunur ve iflas talebi neticesinde mahkeme inceleme sonrasında İİK 158. Madde gereğince iflas talebini gerçekleştirir.

İflas talebi sonrasında alacaklıya açılan dava ile alacaklı gerekli itirazları ya da ödemeleri gerçekleştirmediği taktirde iflası açıklanır. Haczedilen mal varlığı borçludan alacaklı olan kişilere eşit şekilde borçlar kapatılarak eşitlik sağlanır.

Kişinin ne tür iflas ettiği oldukça önemlidir. Çünkü kişinin iflas türüne bağlı olarak karşılaşacak olduğu iflasın hukuki sonuçları açısından da değişiklikler olmakta olup kişinin çeşitli durumlar ile karşılaşmasına neden olmaktadır. İflas sürecinin adil, şeffaf ve etkili bir şekilde yönetilmesi, hem borçlu hem de alacaklılar için adil bir çözüm sunar ve finansal sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesine katkıda bulunur.

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN