Haksız Rekabet

Haksız rekabet, birçok ticari işletmeyi ve şirketi yakından ilgilendirmektedir. Söz konusu ticari işletmeler ve şirketler, günümüz dünyasında da sıkça haksız rekabet sonucu açılan davalarla karşı karşıya kalabilmektedir. Peki “haksız rekabet” kavramı nedir, hukukta ne anlam ifade etmektedir, hangi davalara sebebiyet vermektedir?

Haksız Rekabet Nedir?

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.54, haksız rekabetin tanımını vermektedir. Söz konusu maddeye göre;

“Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.

Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”

Haksız Rekabetin Unsurları

Müşterileri veya rakipleri kandırma amaçlı, aldatıcı, kötü niyetli ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar haksız rekabet unsurunu oluşturur.

Haksız rekabetten söz edebilmek için tarafların rakip olma zorunluluğu yoktur. Kanunun sağlamaya çalıştığı dürüst ve bozulmamış rekabet sadece rakipler arasındaki rekabet değildir. Genel anlamda kötü niyetli, dürüst olmayan rekabetin önlenmesi hedeflenmektedir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 55’inci maddesinde, haksız rekabetin oluştuğu çeşitli haller sıralanmıştır. Bu haller kısaca;

  1. Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar, uygulamalar;

a) Başkalarını veya onların mallarını, yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek.

b) Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,

c) Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak,

d) Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,

e) Kendisini, mallarını, faaliyetlerini, başkalarının iş ürünleri veya fiyatlarıyla, gerçeğe aykırı, gereksiz ve kötüleyici şekilde karşılaştırmak veya üçüncü kişileri benzer yollarla öne geçirmeye çalışmak,

f) Birden çok kez tedarik fiyatının altında satış yapmak, bu sunumları reklamlarda özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendi ve rakiplerinin yetenekleri hakkında yanıltmak,

g) Müşteriyi ek edimlerle yanıltmak,

h) Saldırgan satış yöntemleri izlemek, bu şekilde müşterinin seçim ve karar özgürlüğünü kısıtlamak,

i) Ticaret unvanını veya ürünün fiyatını açıkça belirtmemek,

Dürüstlük kuralına aykırı reklam ve satış yöntemleri olarak sıralanabilir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 55’inci maddesinin devamında, haksız rekabet oluşturan diğer davranış ve fiiller sıralanmıştır. Kısaca bunlara da değinecek olursak;

1) Müşterilerle bizzat sözleşme yapma amacıyla, müşterinin şu anki sözleşmesini ihlale veya sona erdirmeye yönelik olarak gerçekleştirilen davranışlar haksız rekabet unsurunu oluşturur. Müşterinin yanında çalışan yardımcılara haksız menfaat vaat etme veya bu yardımcıları kandırmak suretiyle iş sırlarını ele geçirmeye yönelme de bu kapsamda değerlendirilir.

2) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma,

3) İş sırlarını hukuka aykırı bir biçimde ifşa etme ve onlardan haksız yere yararlanma

4) Aynı iş kolunda çalışmaları sebebiyle birbirlerine rakip durumda olan ticari işletmelerin veya kimselerin, kendilerine yüklenmiş olan olağan iş şartlarına uymamaları,

Diğer unsurlar olarak sıralanır.

Haksız Rekabet Sonucu Açılabilen Davalar Nelerdir?

Türk Ticaret Kanunu’na göre haksız rekabette bulunanlara karşı yargı yoluna başvurmak mümkündür. Açılabilecek davalar Türk Ticaret Kanunu’nun 56 ve sonrası maddelerinde düzenlenmiştir.

İhtiyati Tedbir

Mahkemenin kesin hükmüne kadar gecikmesi sakıncalı sonuçlar doğuracağı anlaşılan durumlarda, ihtiyati tedbir kararı verilerek oluşabilecek tehlikenin veya sakıncanın engellenmesi amaçlanır. Dava açma hakkına sahip olanlar ihtiyati tedbiri isteyebilir.

Tespit Davası

Tespit davası, olumlu veya olumsuz hukuki bir durumun veya ilişkinin varlığının tespitinin sağlanması amacıyla açılan bir davadır. Dava hakkına sahip olan herkes, rekabet hakkının dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesini ve hükme bağlanmasını isteyebilir.

Önleme Davası

Bir eda davası niteliğinde olan önleme davası, tespit edilmiş ve halen devam eden, haksız rekabete yol açan fiilin önlenmesi ve tekrarının engellenmesi için açılır. Hukuka aykırı olan davranışın varlığı veya tekrar edeceğinin yüksek ihtimalle olması men davası açılması için gereklidir. Söz konusu hukuka aykırılık ortadan kalkınca men davası açma hakkı da ortadan kalkar.

Maddi Tazminat Davası

Haksız rekabet unsurlarının yanında failin kusurlu olması halinde, ortaya çıkan zararın tazmini için maddi tazminat davası açılabilir. Haksız rekabet sonucu açılacak maddi tazminat davası Türk Ticaret Kanunu’nun 56’ıncı maddesinde düzenlenmiştir.

Manevi Tazminat Davası

Maddi tazminat davasında olduğu gibi, kusurlu failin fiilleri sonucunda dava için gerekli unsurlar doğuyor ise, meydana gelen zararların tazmini için maddi tazminat davasıyla beraber manevi tazminat davası da açılabilir.

Haksız rekabet sonucu açılacak davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 60’ıncı maddesinde zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Buna göre haksız rekabetten doğan dava hakkı, bu hakkın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her ihtimalle hakkın doğumundan itibaren 3 yıl içinde düşer.

Haksız rekabet, ticaret hayatında dürüstlüğü ve rekabeti sağlamak amacıyla koruma altına alınan bir kavramdır ve haksız rekabet sonucu açılabilen davalar, marka ihlalleri, telif hakları ihlalleri, kamuoyunu yanıltma ve iş sırlarının suiistimali gibi farklı alanlarda ortaya çıkabilir. Haksız rekabet unsurunun tespiti, olası hak ihlalleri sonucunda başvurulacak görevli ve yetkili makamların tespiti, açılması muhtemel maddi ve manevi tazminat davalarının işlemleri yorucu ve kafa karıştırıcı olabilmektedir. Bu sebepten ticari işletme hukuku alanında uzman ve güvenilir avukatlar ve yasal danışmanlar ile çalışılmalıdır.

Bizler de tam da bu sebepten, İzmir Kapital Hukuk ve Danışmanlık olarak; İzmir ve çevre illerde, ticari işletme hukuku ve ticaret hukuku alanlarında, hukuki sorun ve çözümü, uyuşmazlık konularında danışmanlık ve temsil faaliyetleri gibi yargı ihtiyaçlarınızda danışabileceğiniz merciler olarak buradayız. Kapital Hukuk Büromuz ile bu ve benzeri birçok dava konusunda detaylı bilgiye ana sayfamızdan ulaşabilirsiniz. Merak ettiğiniz geri kalan birçok konuda ise Kapital İzmir Avukatlık Hukuk Bürosu İletişim bilgilerinden birini tercih ederek bizlere danışabilirsiniz.

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN