DEPREM KONKORDATO SEBEBİ MİDİR?

Bu yazımızda ilk olarak hukukumuzdaki yeni konkordato hükümleri altında konkordatonun ne olduğunu, konkordato ilan edebilmek için hangi şartların gerçekleşmesi gerektiğini ve deprem konkordato sebebi midir sorusunun yanıtı irdelenecektir.

GİRİŞ

Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük doğal felaketlerinden olan Maraş Depremi, 6 Şubat 2023 tarihinde çevresindeki birçok ili etkileyecek şekilde ilki 7.8 (ABD Rasathanesi verileri), ikincisi 7.5 olacak şekilde gerçekleşmiş ve 10 ilimizde çok büyük yıkımlara sebebiyet vermiştir. Bu depremin yarattığı yıkım, insanları evlerinden etmiş, işyerlerinin ve ticarethanelerinin yerle bir olmasına sebebiyet vermiştir. Bu felaket sonucu kaç insanımızın göçük ve enkaz altında kaldığının henüz net bir istatistiği bulunmamaktadır. Bu acı felaket sonucu hayatını kaybedenler için Allahtan rahmet, yakınları için başsağlığı diliyoruz.

Peki meskenlerin yanı sıra ticarethanelerin, fabrikaların ve işletmelerin de zarar gördüğü bu felaket sonrası, şirket sahipleri, ticari hayata daha sağlıklı devam edebilmek için neler yapmalıdır? Konkordato ilanı bu konuda bir çare midir? Deprem Konkordato ilanı için bir sebep olarak gösterilebilir mi?

KONKORDATO NEDİR?

Evvela konkordatonun ne anlama geldiğinin açıklanmasıyla başlamak gerekir. Konkordato; dürüst bir borçlunun, alacaklılarının belli bir çoğunluğu ile yaptığı ve ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden bir cebri anlaşma olup, bununla alacaklıların, borçluya karşı alacaklarının bir kısmından feragat ettikleri ve/veya borçluya borcunu ödeme konusunda belli bir süre verdikleri, borçlunun bu süre içinde, borcunun kabul edilen kısmını ödemekle borçlarının tamamından kurtulmasını sağlayan bir hukuki müessesesidir.     

Bu müessese ile birlikte, gerçekten de dürüst bir borçlu –ki buradaki dürüst borçludan kasıt ekonomik durumu tehlikeye düşen ve bu sebeple borçlarını ödeyemeyecek ölçüde mali durumu bozulan borçludur- borçlarından ya tamamen ya da kısmi bir şekilde kurtulacak veya projesi ile birlikte alacaklılarla anlaşarak borcunu yapılandırarak ifa edecektir.

Burada dikkat edilecek nokta, konkordato ilan etmek isteyen borçlunun “projenin alacaklarını zarara sokma saikinden ari” olup olmadığıdır. Gerçekten de bu müesseseyi iyi niyetten uzak bir şekilde kullanmak ve borçlarından kurtulmak isteyen borçlular için kanuni bazı engellerle bu kurumu suistimal etme yolları kapanmıştır. Bu köt üniyetin takdiri, projeyi onaylayacak olan Asliye Ticaret Mahkemeleri ve onların atadığı komiserler aracılığıyla kontrol edilecektir.

Uzun sözün kısası, konkordato hukuki müessesesi ile birlikte Kanun Koyucu, dürüst ve iyiniyetli borçluları ve dahi bu borçluların alacaklılarını korumayı amaçlamış, elinde olmayan sebeplerle borçlarını ödeyemeyecek olan tüzel kişi tacirlerin ticari hayatta daha sağlıklı ilerlemesini amaçlayarak ülke ekonomisinin dinamiklerini sağlamlaştırmaya çalışmıştır. Konkordato süreçlerinin neler olduğunu öğrenmek için bu konuyu detaylı ele aldığımız yazımızı okuyabilirsiniz.

KONKORDATONUN ŞARTLARI NELERDİR?

Konkordatoyu, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın bütün borçlular ve alacaklılar talep edebilmektedir. Fakat bu durum, her konkordato talebinin kabulü manasına gelmemektedir. Talebin kabulü için Asliye Ticaret Mahkemesinin ve alacaklıların onayı gerekmektedir.

İlaveten, İcra İflas Kanunu m. 285 ve devamında hangi durumlarda konkordatoya gidilebileceği açıklanmıştır. “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödemeyen” veya “vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan‟ herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya “muhtemel bir iflastan kurtulmak için‟ konkordato talep edebilmektedir.

Borçluların yanı sıra alacaklılar da konkordato talep edebilmektedirler. Bu sayede, yukarıda sayılan durumların oluşacağını öngören alacaklılar, borçluları adına mahkemeden bu yönde bir talepte bulunabileceklerdir.

Peki mücbir sebep sayılan deprem gibi yıkıcı afetler konkordato sebebi midir? Bu tür felaketlerde borçlarını vadelerinde ödeyemeyecek olan dürüst borçluların zarar görmüş işletmeleri iflasa gitmeye mi mecburdur?

İlk olarak mücbir sebep ne demek ona bakmak gerekmektedir.

MÜCBİR SEBEP NEDİR?

Mücbir sebep, hukukta görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölümiflashastalıktutuklulukafet ve buna benzer hallerdir.

TBK 136 ve 137. Maddelerinde düzenlenen bu hukuki kurum, borcun ifasının elde olmayan nedenlerle imkansızlaşmasını ifade etmektedir.

Bu sebeplerin başında da doğal afetler gelmektedir. Ülkemiz bir deprem kuşağı üzerinde olduğundan doğal afetlerin en bilinir olanı depremlerdir. Depremlerin borcun ifasını imkansızlaştırdığı, yıkımın derecesine göre tayin edilecektir ki 6 ŞUBAT depremi de yıkımın en büyük olduğu deprem olarak tarihe geçmiştir.

Halihazırda afet bölgesi ilan edilen 10 ilde 3 aylık bir OHAL ilan edilmiştir. Bu OHAL kapsamında vergi borçları da dahil olmak üzere bütün borçların ödenmesi askıya alınmış, afet ve olağanüstü halin getirdiği yıkım bir nebze olsun hafifletilmeye çalışılmıştır.

Fakat bu olağanüstü halin de bir neticesi ve son tarihi olacaktır. Bu tarihten itibaren hayatın bir nebze olsun normalleşmesi ve yaraların sarılmasıyla birlikte borçlular ve alacaklılar arasındaki ilişki kaldığı yerden devam edecek, zaten felaketle yıkılmış ekonomik hayat çok daha dar bir boğaza girecektir.

İşte tam bu noktada, konkordato müessesi, gerçekten de normal şartlar altında borçlarını ödeyebilecek olan fakat deprem felaketiyle bunu gerçekleştiremeyecek olan dürüst borçlular için bir nebze olsun nefes görevi eda edecektir.

DEPREM, KONKORDATOYA SEBEP OLARAK GÖSTERİLEBİLİR Mİ?

Yukarıda da değinildiği üzere deprem mücbir sebeplerden bir tanesidir. Her ne kadar bölgenin 4. Derece afet bölgesi ilan edilmesi, mevcut süreçte dürüst borçlular için bir zaman yaratsa da, bundan altı ay sonra borç ilişkileri bağlamında çok büyük sıkıntılar doğabilecektir.

DEPREM KONKORDATO SEBEBİ MİDİR?
DEPREM KONKORDATO SEBEBİ MİDİR?

Konkordato talebi kapsamında, depremin kendisinin olmasa bile afet sonrası olumsuz etkileri, mahkemenin ve alacaklıların onayından pek âlâ geçme potansiyeline sahiptir. Şöyle ki, afet temelli ekonomik sıkıntıların ve yıkımın sonuçlarının detaylı bir şekilde konkordato projesine konu edilmesi gerekmektedir.

Gerçekten de sebep sonuç ilişkisinin çok iyi ele alındığı, alacaklıların her halukülarda alacaklarına kısmı ya da tamamen kavuşacağı bir proje, bölge insanına bir can suyu niteliğinde olacaktır.

Bölgenin tekrardan kalkınması, afetten etkilenen vatandaşların ekonomik ve ticari hayata tekrardan adapte olmaları, belki de ancak bu tür bir projeyle mümkün olacaktır. Bir diğer çare olan iflas, gerek malvarlıkların zarar görmesi gerekse de kalkınmada etkili olan baş unsurları ihtiva etmemesi açısından çekici bir alternatif olarak karşımıza çıkmamaktadır. Buna ek olarak da alacaklılar, haciz ve iflas masraflarından kurtularak alacaklarını konkordato vesilesiyle elde edeceklerdir. Bu yüzden, konkordato en iyi çare olarak görülmelidir.

DEPREM BÖLGESİNDEKİ BORÇLULARIN ALACAKLILARI NEDEN KONKORDATO TALEBİNDE BULUNMALIDIR?

Alacaklılar, vadesini verdikleri borçları vade tarihinde tahsil etmek isterler. Bunun ekonomik ve ticari hayatta normal olarak yansıması kadar doğal bir şey yoktur. Fakat herkesin birbirinden fedakarlık beklediği şöyle bir dönemde, haliyle afet bölgesindeki borçluların içinde yaşadıkları yıkıma ek olarak bir de hukuki bir yıkıma sürüklenmeleri içten bile değildir.

Böyle kriz dönemlerinde, kriz yönetiminin çok iyi bir şekilde idare edilmesi büyük bir önem teşkil etmektedir. Krizin derinleşmesini engelleyecek icraatlar, sonrasındaki toparlanma aşamasının daha çabuk gelmesini sağlayacak, toparlanma aşamasındaki tarafların (senaryomuzda borçlular ve alacaklılar) süreci daha sağlıklı yönetmesine vesile olacaktır.

Bu nedenden ötürü, alacağın şu anki tahsilatını erteleyip yapılandırarak borçlunun hazırladığı ve buna mutabık kaldığı bir proje dahilinde konkordato kapsamına sunan alacaklı için, gelecek dönemlerde tahsil bakımından çok daha sağlıklı ve güvenilir bir süreç öngörülebilecektir.

MADALYONUN DİĞER TARAFI

Öte yandan, bölge ile diğer şehirler arasındaki ticaret de haliyle durma noktasına gelmiştir. Felaketin çapı o kadar büyük olmuştur ki, bölgeyle ticaret yapanlar açısından sevkiyat ve emtia transferi sorunu, ileride daha da derinleşecektir. 

Bundan ötürü, afet bölgesiyle ticaret yapan diğer şirket, alacaklı, tacir ve benzeri ticaret erbabının da ileride derinleşecek krizden etkilenmelere kuvvetle muhtemeldir. İşte tam olarak bu noktada, örneğin Kahramanmaraş’ta öne çıkan kiremit hammaddesi ticareti yapanlar açısından, depremden dolayı durma noktasına gelen bu ticaretleri sekteye uğramış olacak ve ileride belki de borçları ödeyemeyecek noktaya varan bir krize taraf olacaklardır. İşte bu anlamda bu şirketler de bu sebepten dolayı düştükleri ekonomik darboğazı konkordatoya sebep olarak gösterebileceklerdir meğer ki projenin alacaklarını zarara sokma saikinden ari olmasın.

ALACAKLILARIN KONKORDATO TALEBİNİN ŞARTLARI NELERDİR?

Evvela alacaklının borçlusunun, iflasa tabi bir gerçek/tüzel kişi olması gerekmektedir ki alacaklı konkordato talep edilebilsin. Alacaklının konkordato talebi üzerine mahkeme, belgelerin tam olduğunu tespit ettiğinde geçici mühlet kararı verir ve borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü tüm tedbirleri alır.

Alacaklının borçluyla anlaşarak şu tür yapılandırmalara ya da feragatlara gidebilme imkanı vardır:

  1. Alacaklı, alacağını, tanzilat konkordatosu şeklinde tahsil edebilecektir ki bu kapsamda alacağın bir kısmından feragat edilmesi ve kalan kısmın ödenmesi suretiyle borç kapanacaktır. [Tabi burada şunu da belirtmek gerekir ki kabul edilen projesini tamamlamak için alacaklının projenin kabul edilmesiyle birlikte bir yıllık kesin mühletin bitmesinin beklenmesi gerekmektedir.]
  2. Alacaklı vade konkordatosu yaparak alacağını belli bir yapılandırmayla taksitli ya da hem vade hem taksitli tahsil edebilecektir.
  3. İkisinin karması olan bir konkordato anlaşması yapılarak tamamen tarafların iradelerine kalmış bir tahsilat gerçekleştirilebilecektir.

Bir diğer şart da elbette alacaklılar toplantısında konkordato talep eden alacaklının, diğer alacaklıları ikna etmesidir. Projenin kabulü için yeterli ve gerekli oy ve katılım çoğunluk oranları bir başka yazımızda ele alınmıştır. Oraya bakabilirsiniz.

SONUÇ

Konkordato, hem borçlu hem de alacaklılar için bir alternatif hukuki çare olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu müessese ile borçlular, iflastan kurtularak ticari ve ekonomik bütünlüklerini korumakta, alacaklılar da alacaklarını, iflas ve haciz masrafı yapmadan bir proje dahilinde elde etmektedirler.

Deprem gibi yıkıcı bir afetin sonucunda da o bölgedeki ticari ve dahi ekonomik hayat olumsuz etkilenmekte, geri dönüşü mümkün olmayan krizler meydana gelebilmektedir. Bu bağlamda konkordato, bölge insanı ve zarar görmüş borçlular ve bunların alacakları için en elverişli ve etkili alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır.

Umarız ki bu acı yıkımın yaraları en kısa sürede sarılarak orada afete maruz kalmış vatandaşlarımızın hayatlarının normale dönme süreci en ivedi şekilde gerçekleşir. Kapital Legal ailesi olarak tekrardan can kayıplarımıza Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar ve yakınlarına sabırlar dilemekteyiz.

Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Stj. Av. Ömer Faruk KILIÇ

Av. Muhittin KURNAZ

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitalhukuk/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukuk

 

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN