Boşanma Sebepleri ve Türleri

Boşanmanın sebepleri etkileyen pek çok farklı etken ve faktör bulunur. Kişilerin evlilik birliğini sona erdiren hallerden biri olan boşanma nedenleri genel ve özel olarak ikiye ayrılır. Bununla birlikte farklı boşanma türleri de bulunmaktadır. Boşanma türleri ikiye ayrılır. Çiftin boşanma süreçleri içerisindeki birbirlerine karşı takındıkları üslup yani tavır ve istekleri boşanmanın türünü belirleyen belirleyici etkendir. Çiftin anlaşma durumuna bağlı olarak anlaşmalı veya çekişmeli dava süreci yaşanır.

Boşanma Türleri

a. Anlaşmalı Boşanma

TMK’de düzenlenmiş olan iki tür boşanma sebebi vardır. Bunlardan ilk inceleyeceğimiz anlaşmalı boşanma, TMK m. 166 f. 3’te belirtilmiştir. Tarafların anlaşmalı bir şekilde boşanabilmesi için şu şartların gerçekleştirilmesi gerekir: 

  • Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır.
  • Eşlerin anlaşmalı boşanma için mahkemeye birlikte başvurması veya eşlerden birinin diğerinin açtığı davayı kabul etmesi gerekir.
  • Anlaşmalı boşanma protokolü hâkim tarafından uygun bulunmalıdır. 

Kanun hükmü şöyledir: ‘’Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.’’

b. Çekişmeli Boşanma 

Çekişmeli boşanma, TMK’de düzenleme alanı bulan tarafların genel ya da özel boşanma sebeplerine dayanarak evlilik birliğini ve ortak hayatı sonlandırmak amacıyla açılan dava süreçleridir.

Boşanmanın Genel Sebepleri

Boşanmanın genel sebepleri TMK m. 166’da hükme bağlanmıştır. İlgili hüküm incelendiğinde genel boşanma nedenleri evlilik birliğinin temelinden sarsılması, tarafların anlaşması ve ortak hayatın yeniden kurulamaması şeklinde sayılabilir. 

Sayılan sebeplerden evlilik birliğinin temelinden sarsılması, ilgili maddenin ilk iki fıkrasında düzenlenmiştir. Bu hükme göre; ‘’Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.’’ Evlilik birliğinin bu denli sarsıldığı durumlarda davalının açılan davaya itiraz etme hakkı bulunması için davacının daha ağır bir kusuru bulunması gerekir. Aksi durumda bazı durumlar tek celsede boşanma sebepleri olarak görülebilmektedir. Ancak eğer bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin sürdürülmesinin davalı veya ortak çocuklar için bir yararı kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. İzmir boşanma avukatı ile bütün bu hukuki süreçler özveriyle incelenip yardımcı olunmaktadır.

Tarafların anlaşması ile boşanma TMK m. 166 fıkra 3’te düzenlenmiş olan anlaşmalı boşanmadır. Anlaşmalı boşanmaya aşağıda inceleyecek olduğumuz boşanmanın türlerinde değineceğiz.

Ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebine dayalı boşanma ise TMK m. 166 son fıkrada düzenleme alanı bulmuştur. Tarafların bu sebebe dayanarak boşanması için kanunda birtakım şartlar sayılmıştır. Hükme göre tek celsede boşanma sebepleri olarak görülebilen bu şartlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Taraflar arasında daha önce açılmış bir boşanma davası olmalıdır. Bu boşanma davasının hangi sebebe bağlı olarak açılmış olduğu önem arz etmez.
  • Açılmış bulunan davanın reddine karar verilmiş olmalıdır.
  • Bu kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmiş olmalıdır.
  • Bu şartların tümünün gerçekleştiği takdirde ortak hayat hala yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Eşlerden birinin istemi boşanmaya karar verilmesi için yeterli olacaktır. 

Boşanmanın Özel Sebepleri

Boşanmanın özel sebepleri TMK m. 161 vd. düzenleme alanı bulmuştur. Kanunda düzenlenmiş olan sebeplerden her biri boşanma için yeterli görülmüştür. Bunun anlamı şudur ki; sayılmış sebeplerden birine dayanılarak açılan bir boşanma davasında mahkemece boşanma için başka bir sebep aranmayacak olup tek celsede boşanma sebepleri olarak kabul edilecektir.

Kanunda düzenlenme sırasına göre boşanmanın özel sebeplerine kısaca değineceğiz.

Zina – TMK m. 161 

Zina, evli olan erkek ya da kadının başka bir erkek ya da kadınla cinsel bir ilişkide bulunmasını ifade eder. Zina yapıldığını iddia eden taraf bunu ispatla yükümlüdür.

Kanun hükmüne göz atılacak olursa:

‘’Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. 

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. 

Affeden tarafın dava hakkı yoktur. ‘’

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış – TMK m. 162 

Bu sebeplerden herhangi birinin eşlerden birinden diğerine karşı gerçekleşmiş olması boşanma için yeterlidir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışlardan birinin gerçekleştiğine dair iddianın tanık olmasa dahi ispatlanabileceği haller mevcuttur. 

Kanun hükmünü incelemeye geçmeden önce bahsedilen terimlerden neler anlaşılması gerektiğinden bahsetmek yerinde olacaktır. 

Hayata kast fiilinin gerçekleşmiş olması için bir eşin diğer eşin hayatına bilerek ve isteyerek öldürme teşebbüsünde bulunması gerekir. Fiilin isminde de ‘’kast’’ geçtiğinden şuna dikkat etmek gerekir ki; kasten işlenmemiş veya istemeyerek, yanlışlıkla yapılmış hareketler bu fiilin kapsamına girmeyecektir. İntihara yönlendirme fiilinin de bu madde kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. 

Pek kötü muamele eşin diğer eşi fiziksel veya ruhsal olarak yıpratmasıdır. Bu nedene dayalı boşanma davası açılabilmesi için süreklilik aranması gerekmez, tek bir davranış dahi yeterlidir. Örneğin şiddet uygulama, eve/odaya kilitleme gibi davranışlar somut olaya göre bu madde dahilinde boşanma sebebi olabilecektir. 

Onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma davası açılabilmesi için davranışın kasten ve şeref ve haysiyete karşı yapılmış olması gerekir. Örneğin eşe karşı toplum içinde hakaret etmek onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açılması için yeterli bir fiil olacaktır. 

Bahsedilen fiiller sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için hak düşürücü süreler mevcuttur. Maddeye göz attığımızda altı aylık ve beş yıllık sürelerin olduğu görülmektedir. 

Buna göre yukarıdaki açıklamalarımızın özü niteliğinde olan kanun hükmü şu şekildedir: ‘’Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. 

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. 

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’

bosanma-sebepleri
izmir boşanma avukatı

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme – TMK m. 163

Suç işleme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için suçun eşe karşı işlenmiş olması gerekmez, üçüncü bir kişiye karşı işlenmiş bir suç dolayısıyla evlilik birliği yürütülemiyorsa boşanma davası açılması mümkün olacaktır. Kanun koyucu, suç işleme sebebine dayanarak boşanma davası açılmasını belli bir hak düşürücü süreye bağlamamıştır. 

Haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayanarak boşanma davası açılabilmesi haysiyetsiz hayat süren eşin bunu sürekli hale getirmesine bağlıdır. Yalnızca bir defa yapılan davranışlar için bu nedene bağlı olarak boşanma davası açılması mümkün değildir. Somut olaya göre boşanma sebepleri ve kanunda sayılan diğer nedenlere dayanarak dava açılabilir. 

İlgili madde şöyledir: ‘’Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.’’ Maddede bahsi geçen küçük düşürücü suç, hâkimin takdirine bırakılmıştır. 

Terk – TMK m. 164

Terk edilmeyi boşanma nedenleri olarak göstermek ive boşanabilmek için birtakım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekir. Kanunda sayılan şartları şu şekilde sıralamak mümkündür: 

  • Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğer eşi terk etmiş veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemiş olmalı, 
  • Bu ayrılık en az altı ay sürmüş olmalı,
  • Altı aylık süre sonunda ayrılık hala devam etmekte ve eşlerden birinin istemiyle yapılan ihtar (hâkim veya noter aracılığı ile) sonuçsuz kalmış olmalıdır.

Kanun hükmü açıktır: ‘’Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. 

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.’’

Akıl Hastalığı – TMK m. 165

Eşlerden birinin sağlık kurulu raporuyla tespit edilmiş geçmesine olanak bulunmayan akıl hastalığı durumu varsa ve bu sebepten evlilik birliği devam ettirilemiyorsa hak düşürücü süreye tabi olmadan boşanma davası açılması mümkündür. Burada önemli olan akıl hastalığını

İlgili madde: ‘’ Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.’’

Eşlerin evlilik birliğini sonlandırmak amacıyla boşanmaları Türk Medeni Kanunumuz uyarınca mümkündür. Evlilik birliği tarafların anlaşmasıyla veya çekişmeli olarak görülerek dava yoluyla sonlanabilir. 

Kanunda düzenlenmiş olan genel boşanma sebepleri evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına, tarafların anlaşmasına (anlaşmalı boşanma) ve ortak hayatın yeniden kurulamamasına dayanır. 

Özel boşanma sebepleri ise zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Bu sayılan sebeplerden herhangi birinin gerçekleştiği hallerde boşanma davası açabilmek için başkaca bir nedene gerek kalmamakla birlikte en kolay boşanma sebepleri arasında yer almaktadır. Bu tür olaylar yaşıyorsanız süreçleri yönetmek adına izmir hukuk bürosu ile iletişime geçebilirsiniz. 

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN