AYIPLI MAL NEDİR?

Türk Borçlar Kanunu Ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna Göre Ayıp Ve Ayıplı Maldan Doğan Sorumluluk

Uygulamada en sık karşılaşılan problemlerden biri de satıcının ayıplı mal satması halinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin neler olduğunun belirlenmesidir. Ayıplı malın satılması dolayısıyla doğan sorumluluk ve alıcının seçimlik hakları, hem Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) hem de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da (“TKHK”) düzenlenmiştir. TBK hükümleri genel düzenleme niteliğindeyken, TKHK hükümleri ancak tüketici işlemlerinde uygulama alanı bulmaktadır. Tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde ise Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 23/1-c maddesine göre açık ayıp ve gizli ayıba ilişkin ihbar süreleri hariç olmak üzere TBK hükümleri uygulanır. Ayıplı mal satılması halinde genel düzenlemelere yer veren Türk Borçlar Kanunu ile tüketicilere ilişkin özel hükümlere yer veren Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri aşağıdaki tabloda ortak yönleri ve farklılıkları bakımından birlikte açıklanacaktır:

I.Türk Borçlar Kanunu Ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna Göre Ayıp Ve Ayıptan Doğan Sorumluluk

               TBK  TKHK
Ayıplı Mal Herhangi bir surette alıcıya bildirilen niteliklerin satılanda bulunmaması durumları ve nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan mallar ayıplı mal olarak ifade edilmiştir. (m. 219)   Maddeye göre, Kural olarak miktardaki eksiklik ayıp değildir. Ancak madde uyarınca “niceliğin niteliği etkilediği durumlar” olarak tanımlanan hallerde, miktardaki eksiklik ayıp niteliğinde olacaktır. Taraflarca kararlaştırılmış örnek ya da modele uygun olmayan ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımayan mal olarak tanımlanmıştır. (m. 8)   Ayrıca, çeşitli mecralarda belirtilen özelliklerinden bir veya birkaçını taşımayan, satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan veya muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı mal olarak kabul edilmiştir.
Satıcının sorumluluğu Satıcının ayıptan sorumlu olabilmesi için aşağıdaki şartların tamamının gerçekleşmesi gerekir : -Yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda ayıbın var olması, – Alıcının ayıbı bilmemesi, – Ayıbın önemli olması: Satılandaki ayıp, alıcının ondan beklediği faydayı ortadan kaldırmalı veya önemli ölçüde azaltmış olmalıdır. – Alıcı, kanunun kendisine yüklediği  gözden geçirme ve ayıp tespit ettiği takdirde satıcıya ayıbı bildirme külfetlerini yerine getirmiş olmalıdır ve -Ayıptan Doğan Sorumluluğun Sözleşme ile Kaldırılmamış Olması gereklidir: Ağır kusur halleri hariç olmak üzere satıcının ayıplı maldan sorumlu olmayacağına ilişkin sorumsuzluk anlaşması yapılmamış olması gerekmektedir. Satıcının TKHK uyarınca sorumluluğu, sözleşmeye uygun bir şekilde malı teslim etmek olarak düzenlenmiştir. TKHK m.9/2 kapsamında, ürün ile ilgili tanıtımın satıcı tarafından yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın yapılan açıklamalardan sorumlu olacağı kabul edilerek satıcının sorumluluğu karineye bağlanmıştır. TBK’daki satıcının ayıplı maldan sorumluluğuna ilişkin genel hükümler tüketiciler için de geçerlidir; ancak TKHK teslim tarihinden itibaren ilk 6 ay içinde alıcıya gözden geçirme ve ayıbı tespit ettiği takdirde satıcıya ayıbı bildirme külfeti yüklememiştir.
Alıcının Sorumluluğu -Satılan teslim edildikten sonra doğan ayıplardan kural olarak alıcı sorumlu olacaktır. -Alıcı devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Gizli ayıp hallerinde durum farklıdır.   Ayıbın bildirilmesi halinde alıcı, bildirimde satılandaki ayıpları somut olarak belirtmelidir. Bu kapsamda, satılanın ayıpları belirtilerek, bu haliyle satılanın kabul edilmediği açıklanmalıdır. Ayıplı mal bildiriminin geçerliliği ise şekil şartına tabi değildir; yazılı şekilde yapılması ispat kolaylığı sağlar. Bildirim külfetinin içerik olarak ve zamanında yerine getirildiğine ilişkin ispat yükü alıcı üzerindedir. İspat, her türlü delille gerçekleştirilebilir. TKHK ile alıcının gözden geçirme ve ayıbı bildirme sorumluluğu hafifletilmiştir. Açık ayıp ve gizli ayıp ayrımı yapılmaksızın teslim tarihinden itibaren altı ay içerisinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (m. 10) Görüldüğü üzere, bu karinenin aksini ispat yükü satıcının üzerinde bırakılmıştır. Bununla birlikte, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmayacaktır.
Açık Ayıp Usulüne uygun bir gözden geçirme ile ilk bakışta tespit edilmesi mümkün olan ayıplardır. Alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulur bulmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. **TTK’da açık ayıp halinde, alıcının bu ayıbı 2 gün içinde satıcıya bildirime yükümlülüğü vardır. Açık ayıp veya gizli ayıp ayrımı YOK. Teslim tarihinden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıplarda satıcı sorumlu olacaktır. Tüketici bu ayıplar için zamanaşımı süresi boyunca satıcıya başvurabilecektir ve malın ayıplı olmadığının ispatı, satıcının üzerindedir.
Gizli Ayıp Olağan bir gözden geçirme ile tespit edilemeyecek ayıplardır.   Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa alıcının ayıp ortaya çıkar çıkmaz ayıbı hemen satıcıya bildirmesi gerekir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Yani gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal veya dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede içinde ihbar edilmesi gereklidir. **  TTK’da alıcının gizli ayıbı tespit ettirme ve bunu satıcıya 8 gün içinde bildirime yükümlülüğü vardır.       Açık ayıp veya gizli ayıp ayrımı YOK.
Seçimlik Haklar · Satılanı iade ederek sözleşmeden dönme · Ayıp oranında bedelden indirim talep etme, · Aşırı masraf gerektirmeği hallerde ücretsiz onarım talep etme, · Satılanın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini isteme. *Satıcı, malın ayıpsız benzerini hemen vererek, alıcının seçimlik haklarını kullanmasını engelleyebilmektedir. · Satılanın iadesi ile sözleşmeden dönme, · Ayıp oranında bedelden indirim, · Ücretsiz onarım · Ayıpsız misli ile değiştirme. * Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, içinde yerine getirmek zorundadır. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir * Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. * Tüketicinin seçimlik haklarını kullanmasından doğan masraflar,  tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Bu seçimlik haklara ek olarak TBK uyarınca tazminat da talep edilebilecektir.
Zamanaşımı Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, ağır kusur hali hariç, malın tesliminden itibaren iki sene geçmekle zamanaşımına uğrar. (m. 231) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. (m. 12)
ayipli-mal
Ayıplı Mal nedir?
  1. Satış sözleşmesinden dönmenin sonuçları

Önemine binaen satış sözleşmesinden dönmenin sonuçlarını ayrıca belirtiyoruz. Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: * Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesini, * Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesini, * Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesini, Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.

III. İlgili Yargıtay Kararları

“…Davacı, aldığı aracı Vergi dairesi tarafından haczedilip dava dışı üçüncü kişiye satılıncaya kadar yani elinden rızası dışında çıkıncaya kadar kullanmış olup, davaya konu aracı kullanırken birtakım semereler elde etmiştir. Alıcının istihsal ettiği menfaatlerin satış bedelinden düşülmesi gerekirken bu husus göz ardı edilmiştir. Oysaki satım sözleşmesinin feshiyle birlikte, alıcının satılandan elde ettiği faydaların sebepsiz zenginleşme kurallarına göre hükmedilen alacaktan mahsup edilmesi gerekir.” (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2013-6756 E. 2013-17624 K ve 26.06.2013 tarihli ilamı) “…Dava, gizli ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı, motor arızası üzerine onarım hakkını kullanmış ve aracın motoru yenilenerek kendisine teslim edilmiştir. Ek bilirkişi raporunda da aracın sorunsuz olarak çalıştığı açıkça belirtilmiştir. Bu durumda artık davaya konu aracın yenisi ile değiştirilmesini talep etmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bir an için aracın, ayıplı mal olduğunun ve ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılabileceğinin kabulü halinde ise, somut olay bakımından süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından, aracın mevcut hali ile kabullenilmiş olduğu sonucuna varılır. Ayıp ihbarı araçtaki motor arızası öğrenildiği tarihten çok sonra yapılmıştır. Ayıp ihbarı yasal süreler içinde bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Mahkemece yukarda belirtilen hususlar gözetilmeksizin hüküm kurulması hatalıdır.) ( Y.19.H.D., 2015-16380 E. 2016-9129 K. Ve 23.05.2016 tarihli ilam) “…Davacı, noterden devraldığı aracı gizli ayıbı öğrenir öğrenmez ihtarname ile davalıya bildirmiş ve sonrasında bunu ileri sürerek aracın ayıplı mal olarak yüksek bedelle satılması nedeniyle uğradığı zarara istinaden dava açmıştır. Mahkemece her ne kadar aracın piyasa değerinden düşük satın alınması ve satın alma tarihinde yetkili servis sorgulamasının davacı tarafından yapılabileceği belirtilerek, davacının ayıbı bildiğine kanaat getirilmiş ise de, aracın piyasa değerinden düşük satın alınması davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmez. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğü’nce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, TRAMER kayıtlarını inceleme yükümlülüğü de yoktur. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Ayıp davacıdan gizlenmiştir. Ayıbın gizlenmediğinin ispat yükü davalıda olup davalı üzerine düşen ispat yükünü yerine getirememiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile ayıptan sorumludur. Davalı satıcının ayıptan sorumluluk borcu bulunmaktadır. Davacının olayda kusurundan söz edilemez. Ayıptan sorumluluk hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacı BK 219 ve sonraki ayıptan sorumluluk hükümlerine göre davalıdan ayıp oranında bedel indirimi istemekte haklıdır. Mahkemece, açıklanan hususlar göz önünde tutularak davacının ayıp oranında bedel indirimi talebinin değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir…” (Y.13.H.D., 2014-37427 E., 2015-28490 K. Ve 05.10.2015 tarihli ilam) “Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir.” (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2009/4-234 K. 2009/260 sayılı ilam) “Açık ayıplar işin kabulü anında, gizli ayıplar ortaya çıktığında vakıf olur olmaz bildirilmek gerekir. Aksi halde ayıptan ötürü başvuru hakkı düşer. (Yargıtay 15. HD. 2002/789 E. 2002/2562 K. Sayılı karar) Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgiye ulaşmak ve hukuki uyuşmazlıklarınızı çözümlemek için alanında uzman avukatlarımıza danışabilirsiniz. Bu konuda detaylı bilgi almak ve haklarınızı korumak için İzmir avukat danışmanlığına başvurabilirsiniz. Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz. Av.Ezgi Kutluay Elbasan Av.Harun Ümit Eren Sosyal Medyada Bizi Takip edin https://www.facebook.com/kapitalhukuk https://www.instagram.com/kapitalhukuk/ https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukuk    

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN